Uzun bir dönem birlikte hareket kabiliyeti gösteren, kendi sınırları dışındaki nimetleri birlikte sömürge eden iki devletin bilek güreşini izliyor ve yaşıyor dünya.
ABD ve İngiltere bu bilek güreşinin iki tarafı. Çin’den başlayıp Avrupa içlerine kadar devam eden İpekyolu projesini elinde tutma kavgasıdır bunun adı. Bu ticaret yolunu elinde tutabilen, gücü de elinde bulunduracak. Türkiye ve Afganistan bu yolun en stratejik ülkeleri.

Akşener neden çıkartıldı?

ABD, müttefiki olan Türkiye’ye önemli yanlışlar yaparak kaybetti. Türkiye, yıllardır terör örgütleri üzerinden hem kendi topraklarına hem de Ortadoğu’ya zulüm eden ABD’den uzaklaşarak İngiltere’nin başını çektiği blokta yer alıyor. ABD ise kaybettiği Türkiye’yi yeniden yanına çekebilmek için yani, yönetemediği Erdoğan liderliğindeki Türkiye’yi kendi çıkarları doğrultusunda hareket edecek pozisyona sokabilmek için, Erdoğan’ı diskalifiye etmenin çabasında. Gezi olayları da, 17-25 Aralık algı operasyonları da, mit tırları vakası da, 15 Temmuz hain darbe kalkışması da ve dahi son dönemde siyaset sahnesine sürülen Meral Akşener’in de ana gayesi budur. Erdoğan’sız ve geçmişte olduğu gibi kendi güdümlerinde bir lider ile yönetebilecekleri bir Türkiye hayalindeler.
Erdoğan ile bunu gerçekleştiremedikleri için, seçmenin tercihini değiştirecek her hamleyi devreye koymaktalar.
 Son 15 yılda yaptıkları hamleler seçmenin tercihinde bir etki oluşturamayınca da, bu defa da piyonları FETÖ ile darbeye kalkıştılar. O projeleri de halkın direnişine takılınca, 2019 yılı seçimlerinde AK Parti ile birlikte hareket edecek olan MHP’nin oyunu bölebilmek uğruna, Meral Akşener’e parti kurdurdular. Akşener’in yegane gayesi iktidar olmak değil, MHP’nin oyunu bölerek, AK Parti’yi tökezletmektir.

Peki AK Parti ne yapıyor?

Eski Türkiye aktörlerinin bu manevraları karşısında AK Parti ne yapıyor?
Kendi bünyesindeki “metal yorgunluğu”nu gidererek seçimlere hazırlanıyor. Sert mücadeleler ve çalkantılarla geçen 15 yıllık iktidarın yaratmış olduğu doğal kirlenmeyi temizleyerek tazelenmeyi hedefleyen bu süreç temelde bir elit değişimini içermektedir. Bu değişime rengini veren husus, ideolojik meseleler olmaktan ziyade partiye çeşitli şekillerde zarar verdiği düşünülen belli figürlerin geriye çekilmesi veya partiden uzaklaştırılmasıdır. Bu, Türkiye siyasetinde nadir görülen, bir siyasi partinin özeleştiri ve halkla bağını yeniden tesis etme hamlesidir. Dolayısıyla, özellikle belediye başkanlarının görevden alınması gibi adımlar, demokrasi ve milli iradeyi hiçe saymaktan öte, milli iradenin daha sağlam ve sağlıklı bir şekilde tecelli edebilmesi için parti yönetiminin ortaya koyduğu bir tasarruftur. Bu kararın politik sonuçlarının ne olacağı tartışılabilir. Tartışılamayacak olan ise, AK Parti’nin yegâne iktidar kaynağının milli irade olduğu düşünüldüğünde, halkın iradesine rağmen bir girişimde bulunuyor olmasıdır.
Etik ve demokrat hareket etmeyen karşı bloğa söz söyleme hakkı bırakmayan, kendi adına doğru bir siyasi hamle girişimidir.